Küreselcilik, insanları birbirine yaklaştırmanın, sınırları açmanın, ticareti serbestleştirmenin, ABD ile "ona uyumlu" diğer ülkelerin küresel güvenliği sağlamak için, yeryüzüne; yepyeni kavram ve inançların hakim kılınmasının dünyayı daha iyi bir yer yapacağını iddia eden bir ideolojidir.
Bu ideoloji sahiplerinin; insanlık ile, inançları ile, aile kavramı ile, gelir adaleti ile çok önemli sorunları var.
Akıllarınca, yaratıcıdan rol kapıyorlar.
Hedeflerinde ne var diye bakıldığında: dünyada 2 milyar insan yaşamasının yeterli olacağını düşünüyorlar. Corona virüsleri, gizli mahfillerde hazırlanan, gelecekte ortaya çıkması muhtemel virüsler, yapay et hazırlıkları, yeni ilaçlar, yeni aşılar, yeni gıdalar, yeni yaşam biçimleri...
Kim bu küreselciler?
Elon Musk, Bill Gates, Rockefeller, Rothschild... Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO), bir kısım STK’lar ve bir takım devletler.
Küresel İklim anlaşmalarını, virüs üretme çalışmalarını, LGBT’yi yaygınlaştırıp, aile kurumunu yıkma planlarını, artan orman yangınları, şüphe uyandıran depremler, yapay et, yapay zeka, insanlara çip takma projelerini bir de Kuran ayetleri ile okuyalım.
"Arkasını dönüp gidince veya bir işin başına geçince yeryüzünde bozgunculuk yapmak, ürünleri ve nesilleri yok etmek için koşturur durur. Oysa Allah, bozgunculuğu asla sevmez. Ona, “Allah'tan kork!” dendiğinde, kibir ve gururu kabarır, onu daha fazla günaha sürükler. Böylesine lâyık olan cehennemdir."
(Bakara 205-206)
Johns Hopkins Üniversitesi öğretim görevlisi Patrick T. Brown'ın sözleri ilginç,
“Yıkıcı orman yangınlarının çoğunu Dünya Ekonomik Forumu adına çalışan ajanlar çıkarıyor. Amaç ülkeleri iklim değişikliğine inandırmak… Ortada iklim değişikliği yok küresel şeytanların oyunları var."
Bu ideolojinin hâkim kılınması için öne çıkan kavram ve uygulamalara göz atalım: İkinci dünya savaşının en büyük katillerinden olan Hitler'in "ojenik" rüyası artık küreselcilerin planları arasında.
Neydi o rüya?
"Sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, bilimselliği tartışmalı bir toplumsal akım veya toplumsal felsefedir. "
Bu çevrelerin iştahını kabartan bir diğer kavram "zihin aktarımı"
Büyüleyici bir kavram olan zihin transferi, teoride mümkün olsa da mevcut tıp teknolojisi ile şu anda mümkün değil. Fakat bu konu üzerine çalışmalar sürüyor ve bu çalışmalar sayesinde nihai sonuca ulaşılamasa bile beynin ve bilincin keşfedilmemiş noktalarına ulaşılabilir.
Bu sayede, ömür uzatılması, kıymetli bilgilerin kolayca aktarılması öne çıkarılırken, kıymetli bilim insanlarının, siyasilerin kaçırılması ve bilgilerinin çalınması gündeme getirilmiyor.
Gündemdeki çok önemli bir kavram da trans hümanizmdir.
Trans hümanizm, İnsanın fizyolojik, biyolojik, psikolojik, bilişsel yetilerini, teknolojik imkânları (sentetik biyoloji ve bilgisayar teknolojileri) kullanarak bu yetilerin daha ileri seviyede olacağını iddia eden içinde yapay zekâ uygulamaları, robotik çalışmaları barındıran sürecin adıdır.
Ticarî kapitalizm ve sanayileşmeyle birlikte sekülerizm hâkim olmuş, “tanrı” geriletilmiş ve doğa sömürülme vasıtası haline getirilmiştir. Teknolojinin vasıtalarıyla hümanizm radikalleştirilmiş ve trans hümanizm sürecine girilmiştir.
Hümanizm, insanın doğa ve tanrı karşısındaki konumunu trans hümanizm ise insan doğasını değiştirme amacındadır.
Yapay Zekâ (YZ) üzerinde çalışan kişilere, şirketlere ve devletlere bakıldığında trans hümanizmin güç odakları ve siyasî iktidarların güdümünde ilerlediği açıkça görülebilir.
Ömrü uzatma, zihin yükleme, beden dondurma, insanın entelektüel, fiziksel ve psikolojik kabiliyetlerini artırma ama “insan kalma” iddiasında bulunan trans hümanizm; gelecek perspektifinde dinden uzak olup, din kavramı için "geçmiştir geleceğe/ değişime engeldir." inancını taşır.
Daha önceden de, Paris iklim anlaşmasını imzalamakta sakınca görmeyen hükümetimizin de katıldığı; G-20 Zirvesi 9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan'ın başkenti Delhi'de "Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek" temasıyla düzenlendi.
Bu hedeflerin oluşturulması da imza altına alındı. Bizim ülkemizin de imzaladığı sonuç bildirisi Kuran ile çelişmiyor mu?
Rum suresi 22. ayette, dillerin ve renklerin farklı olmasının güzelliğini anlatır.
“O'nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardır.”
İnsanlığın hayrına olan bütün çabalar, araştırmalar değerlidir. Bunlara karşı çıkmayız ancak gizli bagajı olanları da onaylamamız izzet sahibi Müslimlere yakışmaz.
Dünyanın evrildiği süreci dikkatle takip edin.
Yorum Yazın