Sevgi hayatımızda her zaman eksik olmaması gereken ve bizi biz yapan en doğal duygudur. Bizi biz yapan bu duygudan kimi zaman yoksun kalmamız da bazı sorunların oluşmasına neden olmaktadır.
En çok kimleri severiz?
İlk akla gelen kendimize benzeyen, ortak özelliklerimizi paylaştığımız kişileri diyebiliriz.
Bu, öncelikle aile bireylerinden başlar ve aynı çevreden benzer davranışlar sergileyen iş ve eğitim arkadaşlarımız, yakın komşular, eğitim aldığımız öğretmenler, izlenen sanatçılar, okuduğumuz yazarlar, gazeteciler, namuslu, çalışkan siyasiler ve bürokratlar... olarak uzayıp gidebilir.
Sevdiğimiz insanlardaki öne çıkan özellikler; öncelikle sade, doğal, topluma faydalı olması, hesapsız, samimi, içten olmalarıdır.
Öyle bazılarının yaptığı gibi senaryolar hazırlama, makyaj ve giyimle kendini başkası gibi gösterme çabaları gerçek sevgi için faydasız yöntemlerdir. Hani bir şarkı sözünde vardı ya: Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin.
Insanların kendilerinde gördükleri eksiklikler, özürler, zayıflıklar eğer tedavi ve eğitimle giderilemiyorsa bunlarla barışık yaşamanın yollarını bulabilmelidir. Gül, dikeniyle birlikte sevilemez ise onun ne kokusu ne görüntüsü işe yaramaz. Aynı şekilde; kediler, köpekler ve kuşlar da öyle.
Hepsinin bir takım olumsuzlukları varken sevilirler.
Ya insanlar ?
Onları neden çok sevdiğimize devam edelim:
Ya çıkarlarımız olduğu için ya da herkesten farklı olarak taşıdıkları olumlu nitelikleri için.
Çok sevilen kişiler incelendiğinde; iyi bir dinleyici oldukları, yardımsever, anlayışlı, hoşgörülü, cömert, toparlayıcı ve çözüm odaklı oldukları gorülür.
Çok sevilen insanların, genellikle kendilerini bir ideale adadıkları, başkalarını önemsedikleri, diğer gamlıklarının yüksek olduğu ilk göze çarpan özelliklerdendir.
Kendisini bilime ve insanlığa adayan bilim insanları, hastalarıyla yakından ilgilenen /rahatlatan doktorlar, özünü, ruhunu vatana adamış kahraman asker ve polisler, mesleğine hayranlıkla bağlı örnek öğretmenler, halkını geliştiren, kalkındıran siyaset ve bürokrasi insanları...
Yani, farlılıklarıyla öne çıkan, fedakar, yüksek karakter sahibi, sevgi dolu, saygılı, iyi davranış sahibi olan insanlar ...
Bir düşünün !
Sizin çevrenizde, sizin çok sevdiginiz insanlar var mı?
Çok sevilmeye layık insanlar tükeniyor, ihmal etmeyin onları.
Dünya ve insanlık onlara çok şey borçlu.
Bizi yaratan gücün sınırsız büyüklüğü, kıyaslanamaz üstünlüğünü ve kendisine seçtiği "El Vedud" (çok seven ve çok sevilen) isminin anlamını düşününce, insanın sevme kapasitesinin ne kadar yüksek oldugunu anlayabiliriz.
Sevgi, yeryüzündeki tüm canlılara bahşedilmiş en güzel duygudur. Bu eşsiz duyguyu ifade etmek için bir tanım olmamasına rağmen, birilerine veya bir şeye yönelik bir bağlanma ve şefkat duygusu diye bir genelleme yapabiliriz. Tabii bu genelleme bile sevgiyi tanımlarken çok eksik kalır.
Son sozümüzü Tolstoy ile tamamlayalım:
"Her şeyi, anladığım her şeyi, sadece sevdiğim için anlıyorum.”
Yorum Yazın