Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.
Enfal 22
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimse iman etmez; Allah, azabı ve rezilliği, akıllarını kullanamayanlara musallat eder.
Yunus 100
Bu ayetlere rağmen, islam cograflarında DÜŞÜNMEK, AKLETMEK, ELEŞTİRMEK hoş görülmüyor.
Emevilerle başlayan, bu aklı pasifize etme, kişiyi birey değil sürü yapma tutkusu, 57 ülkeyi bir Almanya kadar üretim yapamaz beceriksizligine, tembelliğine itti. Müslüman coğrafyada yaşayan insanların büyük kısmının hayali gelişmiş, demokratik ülkelere kaçıp oralarda yaşamak.
Bu ayıp bu ümmete yetip, artmalı..
Bu yılın ilk altı ayında 23.846 vatandaşımız Türkiye'den, Almanya’ya iltica için başvurdu. Geçen yıla göre yüzde 202 artış var. Bu rakam çalışma başvurusu değil, Almanya vatandaşı olmak için başvuranlar.
Abd ve Avrupanın diğer ülkelerine başvuranlar da dikkate alındığında facianın büyüklüğü görülecek.
Gidenler, genellikle üstün nitelikli, universitelerde yetişmiş, uzmanlaşmıs meslek erbabı.
Suriyeliler ve Afganlardan sonra Alman vatandaşlığına geçmek isteyen üçüncü ülkeyiz. Batının gelişmiş ülkeleri 100 yıl önce Afrika'dan sadece gücüne bakıp, seçerek köle ticareti yaparken, bugün tek kuruş harcamadan, hiçbir emek vermeden iyi eğitimlileri topluyor.
Ya bizim ülkemize gelenler? İnsani sebeplerle, yüzbini geçmeyecek dediğimiz sığınmacı sayıları 5 ila 10 milyon arasında. Büyük çoğunluğu niteliksiz, eğitimsiz. Bu İnsanlar geçici statüde oldukları için entegrasyona da tabi değiller. Gerçek sayıları nedir, ne yerler, ne içerler, nerede çalışırlar, ne yaparlar, gelenekleri bize uygun mudur, suç oranları nedir, bilimsel bir fayda/zarar araştırması yapılmış mıdır?
Bunları en azından biz bilmiyoruz.
İnşallah devletimiz biliyordur. Bir türlü girmeyi beceremediğimiz Avrupa Birliği hayalimiz, sırf göçmenler sebebiyle imkansız bir boyuta girdi.
Hukuk, eğitim, özgürlükler düzeltilse bile göçmenler sebebiyle, Avrupa Birliği için uzun bir süre daha bekletileceğimiz aşikar.
Doğrusunu Allah cc bilir ki; Müslümanların, ahirette ilk hüsrana uğrayacak olanları, aklı ortadan kaldıran, kendi insanlarını bilerek, isteyerek cahil, güçsüz bırakan yöneticileri ve tabi ki aklını kullanmayan sürü olmayı seçen insanlar olacaktır.
Bu ayıp yetmez mi bu dinin mensuplarına, önde gelenlerine, alimlerine, öğretmenlerine, STK'larına?
Ağacın meyvesi ne ise aslı da odur.
İslam ağacının meyvelerinde hiç sorun yok aslında. Peygamberimiz, rehberliği sürecinde aşağıdaki, bugün bile yönetim biliminin şaheserleri olan uygulamaları hayata geçirmiş, en iyi şekilde tarihe ve gönüllere kazımıştır.
▪Adalet, (adalete herkes güvenecek)
▪Emanet, (yönetenler emin ve güvenilir)
▪Liyakat, (yönetenler uzman olacak)
▪Meşveret, (işler bilenlere danışılacak )
▪Maslahat, (halkın çıkarları öne alınacak)
Bunlar islamın en ideal yönetim usulleridir. İslami olduklarını iddia eden kurumları, bu özellikleri ile kontrol edin. Bunlardan biri bile eksik ise problem var demektir.
Bugün dünyamızda yer alan 57 ülkede, 1.8 milyar müslüman yaşamaktadır. Bu müslümanların dünya için ürettikleri ürün değeri, dünya ticaretinin % 7.7'si civarındadır. Tek başına 80 milyon insanın yaşadığı Almanya'nın dünya üretimindeki payı %10.2 dır.
Bu başarının ardındaki gerçek nedir?
Yıllarca gavur dediğimiz, sömürgeci dediğimiz, namuslarını eleştirdiğimiz bu ülkeler, neleri bizden daha iyi yaptılar ?
Neden bizim insanlarımız onların ülkelerinde, vatandaşlık büroları önünde iki büklüm, saygı ve endişe ile vatanlarından vazgeçmiş, Almanlar için çalışma yemini etmeyi bekliyorlar?
Hamasi söylemlerle, sahte manşetlerle, yalanlarla nereye varabileceğiz?
Artık gerçegimizle yüzleşmeliyiz. Güçlü yanlarımız, zayıf yanlarımız, fırsatlarımız ve tehditlerimiz bilimsel olarak güncellenip masaya yatırılmalı ve aklın gerektirdiği çözümler bulunabilmelidir.
En doğru teknik, mesleki, uygulamalı, bilimsel ve manevi egitim sistemi, Her sektörde Ar-Ge çalışmaları, inovasyon çabaları, üretim, markalaşma, ihracat olanakları, teşvikleri hayata geçirilmelidir.
En doğru ve adil vergilendirme sistemi, liyakatın gösterildiği adil atamalar, israf ve gösterişten uzak yönetim anlayışı hakim hale getirilmelidir. Bunlar başarılabilir.
Almanlar, Kore'liler baÅŸarabilmiÅŸse biz de baÅŸarabiliriz.
Maalesef Türk milleti okumuyor, araştırmıyor, bizim Türk milleti diyip kendi kendini aşağılıyor bu ve buna benzer sebepler bizi geri bırakıyor maalesef çok üzgünüm.
Nuray Yavuz
10-08-2023 19:15