Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi yakınlarında bir dağ Kato…
1998 yılında bölgeye yakın bir yerde asker olduğumdan dolayı ilk öğrenen kişilerden biriydim, Kato’ya yapılan baskını...
Tarih, Ağustos 1998’di.
Duyduğumuza göre; önce Kato dağındaki askeri birliğimize korucular eşliğinde kantin malzemesi getiren kişilerce hangi mevzide ne tür silahlar ve kaç nöbetçi olduğu tespit edilmiş, sonraki günlerde ise kalabalık bir pkk gurubu tarafından yapılan baskın sonucunda rütbeli askerlerin de içinde bulunduğu 15 Askerimiz Şehit düşmüştü.
Kato dağına yapılan ilk ya da tek baskın bu değildi, Kato dağında verilen şehitler ise 15 şehit değildi.
Çok baskınlar yapıldı, çok şehitler verildi Kato dağında zaman içerisinde…
2013 yılında TV’de izlediğim habere göre; Kato Dağı’na çıkan kalabalık bir pkk'lı gurup, pkk’nın 15 Ağustos 1984 tarihinde, Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli İlçeleri’nde yaptığı ilk silahlı eylemin 29’uncu yıldönümünü kutladı.
Terörü yaşadığımız 39 yıllık süreçte, şiddetli çatışmalara sahne olan Kato Dağında bebek katili apo posterleriyle, davullarla zurnalarla, sözde kürt ulusal marşı okuyarak, apo’ya özgürlük sloganlarıyla, Türk Askerine ilk kurşun sıktıkları günü kutladılar…
Bu kutlama sırasında Türk askeri teroristlerin güvenliğini sağladı.
Kutlamanın konusuna bakar mısınız? Türk Askerine ilk silah sıkıldığı gün kutlanıyor, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında ve Tv haberlerinde Türk Milleti izliyor hep birlikte.
Çözüm Süreci zamanlarında Bdp’li Pervin Buldan, süreç ile ilgili, Ekim'in 15'ine kadar ikinci aşamanın tamamlanmış olacağının altını çizerek, “Ondan sonra üçüncü aşamaya geçeceğiz. Üçüncü aşamada şu anda dağda kandil'de özgürlük mücadelesi veren yetkililer, yine bu coğrafyanın insanları Türkiye'ye gelecekler ve Türkiye'de siyaset yapacaklar. Üçüncü aşama dediğimiz aşama işte budur. Yoksa barışın bir anlamı yoktur bizim için” ifadelerini kullanmıştı.
Bu süreç ne süreciydi sizce!..
Bunların yaşandığı tarihlerde, şehit haberleri gelmemesiyle övünüp çözüm sürecini savunan hükümet, her anlamda ülkemizde huzurun sağlandığına mı inanmıştı? Bu durumdan böyle bir anlam çıkar mıydı?
Sonucu hep birlikte gördük, sadece hendek olaylarında 700'den fazla vatan evladı Şehit oldu...
39 yıldır askerimize, polisimize silah sıkarak, eşkiyalık yapanlardan dolayı binlerce şehit verdiğimiz, ülkemizin kanserli hücresi olarak tarifi mümkün olan terör sorunu böyle çözülemezdi...
Zaman içerisinde benim gibi birçok gazeteci, canı yanarak, çok yazdı çizdi ama "herşeyi ben bilirim" mantığındaki hükümet politikalarına devam etti.
İnsanların yarınlara huzurla bakamadığı bir duruma getirildi tüm ülke o tarihlerde...
Süreç zamanlarında teroristler özgüven kazandı, öyle ki yapılan araştırmalara göre pkk terör örgütüne en çok katılım çözüm süreci zamanlarında gerçekleşti.
Terörün çözümü bu değildi… Bu, demokrasi ya da insan hakları hiç değildi…
Şehit olan Türk askerlerinin kanlarıyla sulanan Kato dağında, 2013 yılında yapılan 'kutlama' denilen saçmalık bu ülkeye yakışmamıştı.
Bir terör örgütünün oyununa gelerek, ülkedeki kardeşliğin bozulması gibi büyük bir sorunun yaşanmasına çok az kalmıştı. Neyse ki yaşanmadı...
Ülkemizin her vilayetinde yaşamını sürdüren, vatanını, milletini, devletini seven kürt kardeşlerimizi terör örgütü temsil ediyormuş gibi tavır takınılması da, bana göre kürt kardeşlerimize yapılan çok büyük bir hakaretti...
Kardeşçe ve barış içinde olan yaşam düzenimiz, bir terör örgütünün ülkemiz üzerindeki hesapları yüzünden ve akabinde izlenen yanlış politikalarla bozulmak üzereydi.
Burasının Türkiye Cumhuriyeti olduğunu ve 84 milyon Türk Milleti'nin zor zamanda tek yumruk olacağını tarihte herkes gördü, gerektiğinde yine göreceklerini kimse unutmamalıdır...
1998 yılının Ağustos ayında Kato Dağı'na yapılan baskında ve dahi 39 yıldır yaşadığımız terör belasından dolayı Şehit düşen askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Unutmayacağım!..
Yorum Yazın