Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi yakınlarında bir dağ Kato…
1998 yılında bölgeye yakın bir yerde asker olduğumdan dolayı ilk öğrenen kişilerden biriydim Kato’ya yapılan baskını. Tarih Ağustos 1998’di.
Duyduğumuza göre önce Kato dağındaki askeri birliğimize korucular eşliğinde kantin malzemesi getiren kişilerce, hangi mevzide ne tür silahlar ve kaç nöbetçi olduğu tespit edilmiş, sonraki günlerde ise kalabalık bir pkk gurubu tarafından yapılan baskın sonucunda rütbeli askerlerinde bulunduğu 15 askerimiz şehit düşmüştü.
Kato dağına yapılan ilk ya da tek baskın bu değildi, Kato dağında verilen şehitler ise 15 şehit değildi. Çok baskınlar yapıldı, çok şehitler verildi Kato dağında zaman içerisinde…
Dün TV’de izlediğim haberlerde Kato Dağı’na çıkan kalabalık bir gurup, pkk’nın 15 Ağustos 1984 tarihinde, Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli İlçeleri’nde yaptığı ilk silahlı eylemin 29’uncu yıldönümünü kutlamış.
29 yıllık süreçte şiddetli çatışmalara sahne olan Kato Dağında, apo posterleriyle, davullarla zurnalarla, sözde kürt ulusal marşı okuyarak, apo’ya özgürlük sloganlarıyla, Türk Askerine ilk kurşun sıktıkları günü kutlamışlar yani…
Kutlamanın konusuna bakar mısınız?! Türk Askerine ilk silah sıkıldığı gün kutlanıyor Türkiye Cumhuriyeti topraklarında ve haberlerde Türk Milleti izliyor hep birlikte.
Bu acı tablo terörle mücadelede hayatını ortaya koyan kahraman komutanların neden terörist muamelesiyle ömür boyu hapse mahkum edildiklerini de bir defa daha belgeliyor.
Bdp’li Pervin Buldan süreç ile ilgili Ekim'in 15'ine kadar ikinci aşama tamamlanmış olacağının altını çizerek, “Ondan sonra üçüncü aşamaya geçeceğiz. Üçüncü aşamada şu anda dağda kandil'de özgürlük mücadelesi veren yetkililer yine bu coğrafyanın insanları Türkiye'ye gelecekler ve Türkiye'de siyaset yapacaklar. Üçüncü aşama dediğimiz aşama işte budur. Yoksa barışın bir anlamı yoktur bizim için” ifadelerini kullanıyor.
Bu süreç ne sürecidir sizce…!!!
Bu durumda, şehit haberleri gelmemesi, her anlamda ülkemizde huzurun sağlandığı anlamı taşır mı?
29 yıldır Askerimize Polisimize silah sıkarak, eşkiyalık yapanlardan dolayı binlerce şehit verdiğimiz, ülkemizin kanserli hücresi olarak tarifi mümkün olan terör sorunu böyle mi çözülür? Hayır, böyle çözülmez…
İnsanların yarınlara huzurla bakamadığı bir duruma getirildi tüm ülke, kimse istemez fakat yarınlar için iç savaş çıkma riskinin ne kadar büyük olduğu konuşuluyor, endişe duyuluyor herkes tarafından artık.
Bu ülke, hükümetin yanlış politikaları sonucunda, hep daha fazlasını isteyen teroristlerle karşı karşıya kalmıştır.
Terörün çözümü bu değildir… bu demokrasi ya da insan hakları hiç değildir…
Şehit askerlerin kanlarıyla sulanan Kato dağındaki kutlama denilen saçmalık bu ülkeye yakışmıyor.
Bu duruma artık “DUR” deme zamanı gelmiş geçiyor bile, bir terör örgütünün oyununa gelerek ülkedeki kardeşliğin bozulması gibi büyük bir sorun var bence ortada.
Ülkemizin 81 vilayetinde yaşamını sürdüren kürt kardeşlerimizle kardeşçe ve barış içinde olan yaşam düzenimiz, bir terör örgütünün ülkemiz üzerindeki hesapları yüzünden bozulmamalıdır.
Burası, ne Irak, ne de Suriye’dir. Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Bu süreç hükümet tarafından bir an önce durdurulmalıdır.
Yorum Yazın