Hakikat arayışı, bir an bile vazgeçmeyeceğimiz bir yaşam, iman, davranış ve ilişki geliştirme yoludur. Kendimi bildiğim günden beri hakikatin peşindeyim.
Gerçek nedir? Gerçek mutluluk nasıl bulunur? İyi yönetim gerçekten ne anlama gelir? Dinlerin hakikati nedir? İdeolojiler neden oluşturulur? Partilerin hakikatle alakası var mı?
Hakikat arayışı nedir?
Hakikat arayışı, bireyin yaşamının anlamını, gerçeği ve içsel bilgeliği keşfetme çabasıdır. Bu süreç, felsefi, dini veya kişisel bir perspektife dayanabilir ve insanın varoluşsal sorulara cevap aramasını içerir. Okumalar, araştırmalar, deneyimlerden yararlanma, denemeler, yanılmalar ve uygulamalar bu çabada yardımcı olabilir. Bu sayede mutlak doğru zannettiğiniz birçok şeyin, kartondan devler olduğunu görebilirsiniz.
Gerçeği aramak hayat boyu süren bir yolculuktur. Bilgi edinmek, deneyimlerden öğrenmek ve anlamak için çaba sarf etmek, gerçeğe daha yaklaşmanıza yardımcı olabilir. Ancak unutmayın ki gerçekler bazen karmaşık ve çok yönlü olabilir. Açık fikirlilik, sorgulayıcı bir zihniyet ve sürekli öğrenmeye istekli olmak, gerçeğe ulaşmanın önemli adımlarıdır.
Hakikat arayışı, insanın son nefesine kadar sürdüreceği kutlu bir gelişim programıdır. Bu programı sürdürenler, kaliteli bireyler olarak karşımıza çıkarlar.
MÜ'MİN-MÜNAFIK AYRIŞIYOR
Allah'ına samimiyetle bağlı olan mü'minle, iki yüzlü münafık arasındaki farklar:
Müslüman, yaşantısını peygamber rehberliğinde ayarlar; münafık güçlüye benzemeye çalışır, modaya takıntılıdır.
Münafık her davanın adamıdır; mü'min peygamberin rehberliğinde samimi çaba gösteren dava ehlidir.
Münafık, güçlüye tapar, zayıfı ezer; samimi mü'min gerektiğinde güçlüye çatar, zayıfı korur.
Münafık, bilinmek/beğenilmek ister; müslüman ise anlaşılmak ister.
Münafıklar tapınır, müslümanlar inanır.
Münafık, gücünü güç sahiplerine yaltaklanmaktan alır; müslüman Kuran'dan, peygamberden ve fikirlerinden güç alır.
Münafığın menfaati kutsaldır ve ahlakı düşüktür; müslümanın kutsalı adalettir ve güçlü karakteri, düzgün ahlakı vardır.
Münafık zor zamanlarda susar, sessiz ve pasif kalır; has müslüman zor zamanda konuşur.
Münafık rol yapar, başkasının hayatını yaşar, imrenir, taklit eder; mümin tertemiz kendi değerleriyle yaşar.
YILBAÅžI KUTLAMALARI
İslam medeniyetinin çocuklarını, kadınlarını öldüren, kentlerini yıkan, Kuran'larını yakan ve bu katilleri destekleyenlerin kutsal Noel günü, Christmas (yılbaşı) geliyor. İşin en acı tarafı; katledilen, aşağılanan İslam medeniyetinin satın alınmış ruhları olan, kimliksiz, değerler algısı zayıflamış bir kesimi, Noel gününe gönüllü katılacak.
Farklı bir medeniyet unsuru olan bu kutsal günün bizim kutsalımızdan farklı ritüelleri var. Evlere çam alma, renkli ışıklarla donatmak, birbirine hediye alma, piyango bileti alma, bol içki tüketimi, çocukları kumara alıştırma oyunu olan tombala, kadınların kırmızı iç çamaşır giymesi ve son olarak da gece yarısı aşırı coşkuyla kutlamalar...
Günümüzde aileler; bu medeniyetinin kutsallarına, başarı ve mutluluk kriterlerine verdiği değerin yüzde birini, kendi kültürünü ve dinini öğretmek için çaba göstermiyor.
"Kula Bela Gelmez, Hak Yazmadıkça; Hak Bela Yazmaz, Kul Azmadıkça..."
Yorum Yazın