GEÇ KALAN MEKTUP/2017
Çocuksundur daha minicik, umutların saf ve temiz bilincinde yeşerir kırgınlıklar.
Üzüntüler ve ağlamaları öğrendiğin kadar bir şeyler yapabilmeyi, büyümeyi, zorlukları, kolaylıkları, sevinçleri, heyecanları, öfkeleri ve kişiliğini de koyarsın yaşamın içine...
Büyümüşsündür artık her şey sanadır, yaşayacağın hayat, yapacağın iş, inancın, eş seçimin, nasıl yaşadığında sana kalmıştır. İdeolojin, fikirlerin, okuman, yazman dışında olup bitenlere tavrın senindir.
Her şey senindir!
Sana aittir bu yaşam. Sana mı aittir gerçekten?
Düşündün mü iyice, yoksa kaçtın mı bu düşünme işinden...
Bana aitlerle sana yazıyorum bu mektubu, çok üzgünüm seninle ayrışıyoruz...
Gittikçe daha da ayrılıyor yollarımız, insan olduğumuz konusunda bile bir takım çelişkiler yaşıyorum.
Sen insansan ben neyim? Ben insansam sen neysin?
Bak itiraf edeyim... Ben bir köylüyüm, beyaz yakalı ve yakası çok kirli bir babanın ve emekçi bir kadının çocuğuyum. Emek vermenin ve biraz soluk alarak veya alamayarak sıkıntılı ekonomik süreçlerin sonucunda hala iki yakası bir arada olmayan tipik bir 'köykent'liyim ben.
Nasıl mı yaşadım bu güne kadar?
Derdim hep, benim dışımdaki dünyayı anlamak ve benliğimden sıyrılarak şu büyük insanlığı, uygarlığı, geçmişi anlama çabası olmuştur.
Senle aynı dünyaya geldik ama aynı şekilde büyümemiz imkansız. Ancak ikimiz de aynı dine, aynı dile sahip, aynı vatanı paylaşan, aynı devletçe yönetilen iki insandık. Sevgilim olsaydın örneğin ve seninle ayrılsaydım yine aynı şekilde yazardım.
İnsani olarak ayrışmak tehlikeli bir konudur bence ve mutlaka birilerinin nedenini sorması, sorgulaması gerekir. Bak burada bile bir kez 'neden' diye bir soru sorduğunu anımsamıyorum. Ne söylendiyse hep söylendiği gibiydi yaşamında, işin ilginç yanı başkası ne söylemiş diye merakta etmezdin. Edecek bir sosyal konumun fakirliğin veya zenginliğinden dolayı yoktu.
Niçin iki zıt kutubu söyledim, bilir misin nedenini?
Fakirlik zenginliği, zenginlikte fakirliği besler de ondan. Sen hayatın boyunca bu soruyu sordun mu kendine? Neden yeryüzünde böyle bir düzen var diye...
Sormadın, soramadın! Seni oluşturan her ne kadar değer varsa ölümüne sadık kaldın diyelim. Hiç problem değil bir insan değerlerine sahip çıkmalıdır, bir insan kendisine sunulan ve kendini mutlu eden, güven hissettiren şeylere tutunmalıdır kuşkusuz.
Sen 21'inci yüzyıldan geriye doğru hiç düşündün mü? İnsanlık neden bu kadar kan akıtır diye? Neden bu kadar çok savaş olur? Canlı bombalar, bomba yüklü araçlar, terör örgütleri ve insanın canını yakan bunca oluşum vardır ve dertleri nedir? Yüzyıllarca savaşan bu insanlık neyin peşindedir? Böyle olmasa olur muydu? diye sordun mu hiç. Boş ver şimdi bu kadar derine giripte ne yapacağız…
Çok merak ediyorum bir fikrin var mı? diye, kendini ırkından dininden dolayı üstün gördüğün oluyor mu? Yaptıklarına bakıyorum da öyle görünüyor. Davranışlarının manasını belki sen bile bilmezsin ama otoriter faşizan insanlar gibisin ya da onların arkasından koşuyorsun, onların bir parçası olmaktan haz alıyorsun...
Sormadığın için hastalıklı sorgusuzlukların hepsini de birebir doğru ve asla değişmez sanıyorsun.
Sana bir şey söyleyeyim mi, senin inancınla da problemin var. Kendin anlamadığın için başka anladığını sananlara yaslanıyor ve onlar ne söylerse hepsini doğru sanıyorsun. Anladığını sananların ise ne yönde olduğunu bilemiyorsun, gerçek iç huzurun bir saat gibi tıkır tıkır işlerken sırtındaki yırtıkların hesabını veremiyorsun ve havale ediyorsun durmadan.
Doğru; gücün yetmiyor, bilincin engel oluyordur sana. Ancak, üzülerek söyleyeyim sığıntısın sen. Sığıntılarınla ve sığıntılarınızla...
Aslında çok şey söylemek isterim sana, ancak yine de bir insan olduğunu düşünerek haddimi aşmakta istemem.
Güzel kardeşim diye başlamak vardı bu mektuplara... Başlayamadığım için senden özür dilerim. Sen de beni biraz anla... Bunu isteyebilirim senden, binlerce yıldır beraber yaşamışlığımız var. Bir sürü ortak değerimiz var, yeter ki fark edelim. Fark etmek için sığınmayalım bir yerlere...
İstersen yine yazarım, hele soracak olursan sahifelerce yazarım...
Hoşçakalın...
Sahifelerce yaz abim...
Onur peker
19-06-2023 14:31