1917 yılında, Adana-Karataş arasında demiryolu hattının olduğunu, bu demiryolunun Karataş'taki denize yakın bir bölgede inşa edilmiş küçük bir limana bağlandığını duydunuz mu?
1916 Mayıs’ında Fransız ve İngilizler, Sykes-Picot Antlaşması ile Ortadoğu’yu kendi aralarında paylaşmışlardı. Bu antlaşmaya göre; Bağdat-Basra arasındaki Dicle-Fırat nehirleri bölgesi İngiltere’nin, Beyrut dahil Suriye’nin bütün kıyı bölgesi, Adana, Hatay ve Mersin Fransa’nın olacaktı.
Öyle de oldu. Adana 5.5 yıl boyunca Fransız işgalinde zor günler yaşadı. İşgal kuvvetleri bölgeye askeri, siyasal alanlarda hakim olmakla yetinmeyip tarımına da el atmıştı.
İşgal güçleri, o yılların en stratejik ürünü olan ve ovada bereketli olan buğdaylara, sonradan ektirilen pamuğa da göz koymuş, inşa ettikleri Karataş demiryolu ve limanıyla bu kıymetli ürünleri Fransa'ya göndermeye başlamışlardı.
4 yıl boyunca Adana'da yetişen toprak mahsullerinin çoğu Fransa'ya gönderilmek üzere çiftçilerimizden zorla alınmış, yöre insanı adeta açlığa mahkum edilmiştir.
Bu demiryolu hattının bozulup dağılması, kurtuluş savaşı kahramanı Şeyh Cemil Nardalı'nın "Fransız demiryolunun raylarını sökmek her müslümana farzdır ve derhal yapılmalıdır" fetvası/çağrısıyla başlamıştır.
Bozulan demiryolu hattı için dönemin Fransız hükümetinin Osmanlı imparatorluğuna nota verdiğini biliyoruz.
20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldı.
Bu kısa tarihi bilgiden öğreniyoruz ki; Adana-Karataş arasında kazma kürekle bir demiryolu hattı kurulabilmiş, bununla yetinilmeyip bir de Liman yapılmış.
Bu demiryolu hattı, Havutlu ile karataş arasında inşaa edilmiştir.
1950 yılında Adana'ya yapılması planlanan ve kararlaştırılan limanın o dönemin TBMM Başkanı, Mersin Milletvekili B.Refik Koraltan'ın girişimleriyle Mersin'e kaydırılmasına, Adana siyaset temsilcilerinden ciddi bir itiraz olmadığından, ihraç edecegimiz sanayi ve tarım ürünlerimiz de 70 yıldan beri Mersin'den yüklenmektedir...
Teklifim:
Adana-Karataş demiryolu ile birlikte, Karataş limanı da inşa edilmeli ve Adana ihracatı ve turizmi için hizmete açılmalıdır. Kıbrıs ve gelecekte Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır limanları ile bağlantılı turizm ve ürün taşımacılığı yapılabilmelidir.
Karataş-Mersin sahil yolu, yeni havaalanı yolu en kısa zamanda projelendirilmeli ve hizmete açılmalıdır.
Yeni yatırıma alınan tarıma dayalı organize sanayi bölgeleri (SERA OSB - BALIK OSB) ve turizm için çok önemli olan bu çalışmalar başlatılmalıdır.
Dünyanın en uzun ve en iyi sahillerinden biri olan, kuş cennetlerine ev sahipliği yapan Karataş'ın, turizm teşvikleriyle yepyeni bir turizm kenti haline gelmesi sağlanmalıdır.
Bunları hayal etmeden, araştırmadan, planlamadan, inşaa ettirmeden Adana için siyaset yapmak eksiklik olmaz mı?
Adana büyük düşünenler kentiydi bir zamanlar.
Ä°lklerin kenti Adana idi...
Ne olur silkinelim, üzerimizdeki ölü toprağını atalım.
Adana elden gitmemeli...
Yorum Yazın