Çukurova Üniversitesi Deprem Koordinasyon Kurulu Koordinatörü Prof. Dr. Çağatay; “Her Yapı İçin Bir Yapı Kimlik Belgesi Olmalı. Yapı Denetim Sistemi Yenilenmeli”
Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan 7.7 ve 7.6 şiddetindeki Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde can kaybına neden oldu. Felaket sonrası depremin yapılar üzerindeki hasarları, yapıların deformasyonları ve sürdürülebilir yapı tasarımlarını inceleyen Çukurova Üniversitesi Deprem Koordinasyon Kurulu Koordinatörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Çağatay önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Çağatay’ın maddeler halinde sırladığı çözüm önerilerinde en dikkat çekici madde ise, her bina için yapı kimliği belgesi olması ve yapı denetim sisteminin yenilenmesi oldu.
Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. İsmail Hakkı Çağatay açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
1. Yapılarda sadece 28 günlük beton dayanımı kontrol edilmektedir. Servis ömrü süresince belirli zamanlarda yapıların beton ve çelik kalitesi basit yöntemlerle kontrol edilmelidir. Özellikle betonarme yapıların en önemli malzemesi olan betonun çeşitli etkilerle dayanımının düşmesi söz konusu olabilir. Yapının genel dayanımının tahribatsız yöntemlerle bile olsa belirli zaman dilimlerinde kontrol edilmesi çok önemlidir. Bu sayede deprem olmadan yapının özellikle beton dayanımı belirlenerek durumu anlaşılabilir, beton dayanımın düşük olduğu durumlarda önlemler alınabilir. Örneğin pek yapıda beton kalitesinin düşük olması nedeniyle özellikle bodrum ve zemin katlarda korozyon hasarı oluşabilmektedir. Bu ise yapıların depreme karşı dayanıklılığını düşürmektedir.
2. Her yapı için bir yapı kimlik belgesi olabilir. Nasıl ki araçların araç ruhsatı varsa ve bu ruhsatta araç ile bilgiler bulunmakta ve araç muayeneleri de kayıt altında ise, yapıların da benzer bir belgesi olabilir. Yapı ve yapı bölümleri ile olan bilgiler bu belgede bulunmalıdır. Yapılarda bu belgede yapı ile ilgili tasarımından yapım aşamasına kadar olan tüm bilgiler olabilir. Örneğin, yapının hangi yılda yapıldığı, yapı özellikleri, yapının statik, betonarme, mimari ve tesisat projeleri ile varsa tadilat projeleri, yapıyı hangi şirketin yaptığı, hangi yapı denetim şirketinin kontrolünde olduğu, bu kişilerin kimler olduğu, beton ve çelik sınıfları, yapılan deneyler ve sonuçları gibi önemli bilgiler olmalıdır. Bu bilgiler arşivlenmeli ve daha sonra kolayca erişilebilmelidir. Böylece yapı sahibi, daire sahibi ve sonrasında yapıyı alacak olanlar bu belgeler ile yapının özelliklerini anlayabilirler. Yapı planlarına göre yapıda bir değişiklik olup olmadığı, örneğin bir kolonun kesilip kesilmediği anlaşılabilir. Böyle bir çalışma ile ülkemiz tüm dünyaya örnek olabilir.
3. Ülkemizdeki Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği son depremlerden sonra yenilenmeli, binalarda en düşük beton sınıfı en az C30 olmalıdır. Çünkü kaliteli ve dayanıklı beton olmadan depremlerde servis ömrü süresince sağlam betonarme yapılması mümkün değildir. Deprem yönetmeliğine göre en az C25 olan beton sınıfı C30 olarak değiştirildiğinde beton dayanımı %20 artacaktır. Ancak betonun durabilitesi, yani çevresel ve kimyasal etkilere karşı dayanımdaki artışı çok daha fazladır. Bu değer sürdürülebilir, kaliteli ve dayanıklı yapı için çok önemlidir.
4. Betonarme yapılarda en düşük etriye çapı 10 mm olmalıdır. Son depremlerde çöken bazı yapılarda 6 mm etriyeler kullanılmıştır. Bu tür etriyeler daha büyük çaplı nervürsüz çeliklerin çekerek uzatılması ile imal edilmekte, ancak bu tür çeliklerin çekme deneylerinde çeliğin beklenen davranış sergilemediği anlaşılmaktadır.
5. Yüksek yapılar yönetmeliği çıkarılmalıdır. Yüksek yapı yönetmeliği Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğine eklenebilir. Her ne kadar Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde Bina Yükseklik Sınıfları tanımlansa da yüksek yapı yönetmeliği önemlidir. Çünkü yeni yapılan yapılar çok yüksek olarak yapılabilmektedir. Bu tür yapıların özellikle depremlerde davranışı normal katlı yapılardan çok daha önemlidir. Özellikle yapı boyunun planda yapı kesitine oranı yüksek olan narin ve ince kule tipi yapıların zemine sağlam olarak oturması çok önemlidir. Bunun için yapı yüksekliğine göre yeterli temel derinliği olmalıdır.
6. Yapı denetim sistemi yenilenmeli, sistem daha etkin çalışarak yapı güvenliği sağlamalıdır.
7. Çok katlı yapılar taşıma kapasitesi düşük olan, sıvılaşma potansiyeli olan zeminlere yapılmamalıdır.
8. Yapılarda sonradan kullanım değişikliği yapılmamalıdır. Örneğin balkonların kapatılarak oda olarak kullanılması veya duvarların yıkılması gibi. Eğer değişiklik yapılacaksa öncelikle tadilatlarla ilgili izin alınmalı, tadilatları yapılmalı, onaylanmalı ve mühendislik uygulanmalıdır. Yapılarda en küçük değişiklikler dahi izin alınmadan uygulanmamalıdır.
9. Betonarme yapıların perde, kolon, kiriş, döşeme, temel taşıyıcı sistem elemanları asla kesilmemeli, korunmalıdır.
Yorum Yazın