Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Radyo Çukurova’da gazeteci Rıfat Söylemez’in canlı yayın konuğu oldu.
Ülke olarak zor günler geçirdiğimize değinen Soner Çetin, bu zor günlerde bile siyasi kazanımlar elde etmek hesabıyla hareket edenler, insanlarımızın bu zor zamanlarında dahi durumu menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışanlar olduğunu söyledi.
Depremin ilk anlarından itibaren sahada olduğu bilinen Soner Çetin’in çok yorgun olduğu gözlendi. Soner Çetin; program boyunca önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Çetin, gazeteci Rıfat Söylemez’e yaptığı açıklamalarda şu sözlere yer verdi;
Ben sineklerle uğraşmam, kartallar sinek avlamaz
“Hayatımın en zor günlerini yaşıyorum, vatandaşlarımızın acısını tam yüreğimde hissediyorum. Doğru düzgün uyku uyumadan ekip arkadaşlarımla birlikte gayret ediyorum.
Tüm arkadaşlarımı, kurtarma ekiplerini, AFAD görevlilerini, madencileri, çalışan insanları alınlarından öpüyorum.
Kim siyaset yapıyorsa Allah belasını versin
Konuşacak çok şey var ama polemik yaratmak istemiyorum. Kimlerin partizanlık yaptığını kimlerin bizi engelleyip bazılarını kolladığını zamanı gelince anlatacağım. Ucuz siyaset yapmaya çalışanlar oldu ama biz dört dörtlük görevimizi yapıyoruz, eksiğimiz olursa da kendi cezamızı kendimiz keseriz. Ben sineklerle uğraşmam, kartallar sinek avlamaz.” dedi.
Soner Çetin sözlerine şöyle devam etti;
“Depremden sonra hemen harekete geçtik ve tüm tesislerimizin vatandaşlara açılması talimatını verdim. 16 emekli dinlenme evi, 9 semt kreşi, 2 öğrenci yurdu, kadın sohbet ve dayanışma evleri, toplum merkezleri, Atatürk Kadın Yaşam Köyü ve tüm tesislerimiz vatandaşlara açıldı, tüm çalışanlar süratle görevlerinin başına gitti, biz de sahaya çıktık.
Yıkılan binaları gidip yerinde gördüm. Ben, Çukurova’da bu kadar bina yıkılmışsa başka ilçeler nasıldır diye endişe ettim. Ama memnuniyetle gördüm ki oralarda bir şey yoktu.
Bu durumu merak etmedim değil. Çünkü Çukurova zemin olarak sağlam ve kayalık olarak bilinir. Bilim adamlarından öğrendiğimiz şu; yüzeye yakın depremlerin yaydığı yıkıcı dalgalar sert zeminleri daha çok etkiliyor.
Çukurova’da 418 canımızı toprağa verdik. 12 bina yıkıldı. Bu binaların tamamının 1999 öncesi ruhsat aldığı anlaşıldı. Müteahhitlerin sıkı denetlenmesi gerekiyor.
1999 Gölcük depreminden sonra deprem yönetmenliği yayınlandı, bunu çok önemsiyorum. Bir de yapı denetim şirketleri var. Neyse ki son iki yılda sistemi değiştirdiler ve yapı denetimcilerin müteahhitlerle bağı kalmadı. Önceki dönemde her şey müteahhidin vicdanına kalmıştı. Denetim de belediyenin yetkisindeydi. Şimdi yapı denetim firmaları yetkili.
İmar affına karşıyım ben. Belediye olarak müteahhitlerle karşı karşıya geliyorum, sonra imar affı çıkıyor.
Kimse bana gelip ricada bulunmasın. Herkes işini düzgün ve kuralına uygun yapsın.
Depreme dayanıklı inşaat yapmayı düşünmeyen Çukurova’ya girmesin
Benim dönemimde yapılan binalara ekipler baktı çizik bile yok. Bizim ruhsatını verdiğimiz binalar konusunda herkes rahat olsun. İmar konusunda sıkıyönetim ilan ettiğimizi herkes bilir.
Bundan sonra son derece titiz, hassas bir şekilde, inşaatların bizim yetkimizde olan kısmında gerekenleri yapacağız, bugüne kadar yaptık bundan sonra da yapacağız.
Yapı denetim firmaları lütfen görevini düzgün yapsın, eksiksiz yapsın. Hazır beton firmaları aklını başına alsın, çimentoya kimyasal koymasın. Zemin etüdü yapanlar düzgün yapsın.
Topyekûn bir seferberlik ilan edelim.”
Yorum Yazın