JMO’dan 6 Şubat Depremleri Açıklaması “Değişen Bir şey Yok!”
GÜNDEMTMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, 2023 depremlerinin 1. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada “Toplum olarak deprem bilinci kazanmak; depremlerin yarattığı can kayıplarını ve ağır yıkımları önlemede başlangıç olmalıdır” çağrısında bulundu.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, 2023 depremlerinin 1. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada “Toplum olarak deprem bilinci kazanmak; depremlerin yarattığı can kayıplarını ve ağır yıkımları önlemede başlangıç olmalıdır” çağrısında bulundu.
1998 Adana-Ceyhan, 1999 Gölcük ve Düzce, 2011 Van, 2020 Elazığ, 2020 İzmir ve son olarak 6 Şubat 2023 Depremlerinin Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunun en somut kanıtı olduğunu ifade eden Dr. Tatar, yaşanmış ve yaşanan depremlerin, gelecekte de olacağının bilimsel bir kanıtı olduğunu kaydetti. Depremden kaçınmanın ve engellemenin mümkün olmadığına dikkat çeken JMO Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, “Depremlerden dolayı meydana gelen can kayıplarını engellemek, depremi afet olmaktan çıkarmak mümkündür. Bunun için toplumun her kesiminin deprem gerçeğini kabullenmesi her an deprem riski ile karşı karşıya olduğumuzun bilincine varması gerekmektedir.” Dedi.
“TOPLUM OLARAK DEPREM BİLİNCİ KAZANMALIYIZ”
Toplum olarak deprem bilinci kazanmak, depremlerin yarattığı can kayıplarını ve ağır yıkımları önlemede başlangıç olması gerektiğine işaret eden Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar şöyle devam etti:
“Depremlere karşı hazırlığın, toplumsal bir farkındalıkla, mevzuattan uygulamaya kadar her kademede, toplumun her kesiminde yeniden yapılanma ve dönüşüm ile mümkün olabileceği tüm kamuoyunca kabul edilerek ortak bir fikre dönüşmek zorundadır. Depremin öldürmediği “depreme dayanıksız” binaların, yapıların öldürdüğü çok açıktır. Ülkemizin birçok bölgesinde şehirlerimiz aktif fay hatları üzerinde ya da yakınlarında yer almaktadır. Bu şehirlerimizde yaşayan milyonlarca vatandaşımızı muhtemel depremlerin yaratacağı ölümcül yıkımlardan korumak zorunluluktur.”
“DEPREMİ AFET OLMAKTAN ÇIKARMAK İÇİN MULTİDİSİPLİNER ÇALIŞILMALIDIR”
Jeoloji Mühendisliği biliminin sadece deprem anında ya da sonrasında hatırlanmaması gerektiğine vurgu yapan Dr. Tatar depremin yıkımlarına karşı çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
“Depremi afet olmaktan çıkarmak için multidisipliner çalışmalar yapmak gerekmektedir.Bu sebeple Jeoloji mühendislerinin kamuda, belediyelerde ve özel sektörde istihdamı artırılmalıdır. Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik, Jeoteknik ve Hidrojeolojik Etütleri hızla tamamlanmalı, bu etütlerin sonuçlarına göre bütün doğal tehlikeleri göz önüne alan planlamalar yapılarak, afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri birlikte uygulanmalıdır. Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ve uygulanmasındaki eksiklikler giderilmelidir.”
“JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI OLARAK ÇÖZÜME KATKI İÇİN GÖREVE HAZIRIZ”
Deprem dirençli kentler oluşturmak için Jeoloji Mühendisleri Odası Olarak meslekleriyle alakalı her türlü çalışmaya katkı koymaya hazır olduklarını vurgulayan JMO Adana Şube Başkanı Dr. Tatar, “Son depremlerde göstermiştir ki fay zonlarının üstünü yerleşime açmak çok ağır sonuçlar doğurmaktadır. Depremlerin ardından yerleşim alanlarının yeniden yapılandırılması ele alınmaktadır. Bu yapılırken fay zonlarının üstü mutlaka boşaltılmalı, bu alanlarda yaşayan vatandaşlarımız güvenli alanlara nakledilmelidir. Bu amaçla MTA Genel Müdürlüğü başta olmak üzere, AFAD Başkanlığı ile T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı işbirliği yaparak ülke insanımızı deprem risklerinden koruyacak alanlar belirlemelidir.” dedi.
“AFETİNİ BEKLEYEN ÜLKE OLMAMAK İÇİN GÖREV BAŞINA!”
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar sözlerini şu çağrıyla tamamladı:
“Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, doğa kaynaklı afet karşısında toplumsal, sosyal, ekonomik ve teknik altyapımızı güçlendiren, olası afetler karşısında kırılganlıklarımızı yeterince azaltan noktadan oldukça uzakta olduğumuz görülmekte olup, hala zarar azaltma yerine yara sarma politikalarında ısrar edilmektedir. Kalkınmanın, halk ve çevre sağlığının korunmasının, yaşam kalitesinin yükseltilmesinin ve doğayla uyum için Afetlere Karşı daha hazırlıklı ve dirençli olmak, afetini bekleyen ülke olmamak için hemen şimdi görev başına diyoruz.”
İlginizi Çekebilir