© Saylan Medya 2022

Demokrat Parti Sözcüsü Doç. Dr. Neslihan Çevik, “Vahşi Batı Yüzyılı”

Demokrat Parti Sözcüsü Doç. Dr. Neslihan Çevik, yaptığı haftalık basın açıklamasında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Demokrat Parti Sözcüsü Doç. Dr. Neslihan Çevik, yaptığı haftalık basın açıklamasında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Gençlerimizi bekleyen uyuşturucu tehlikesini ve suç örgütü çetelerini, Tarım Kredi Kooperatifi eliyle çiftçilerin hakkı olan arazilerin yandaşlara nasıl verildiğini ve Sayıştay raporları ışığında devlette ödeme krizinin mi baş gösterdiğini değerlendirdi.

Demokrat Parti Sözcüsü Doç. Dr. Neslihan Çevik, şunları kaydetti:

“Vahşi Batı Yüzyılı”

Kurtlar Vadisi senaryoları yazmaya gerek yok artık. Maşallah, AKP iktidarı İstanbul’da gerçek bir Vahşi Batı yaratmış! İnterpol ile aranan Sırp baronlar mı, bahçelerde ceset iddiaları mı, Latin Amerika’nın azılı çeteleri mi sokaklarda birbirleri ile silahlı çatışan uluslararası mafya örgütleri mi ararsınız, hepsi var!

Sayın Soylu 2 gün önce “haftada 5 bin imalatçı ve satıcı yakalıyoruz” dedi. Bu, ayda 20 bin, senede ise 240-250 bin eder. Bunu bir başarı gibi göstermeye çalışıyorlar; övünerek söylüyorlar. Bu rakamlar doğru ise vay halimize!

“Bataklığı kurutmak yerine sinek avlamakla meşguller”

Daha da vahimini ise Emniyet raporlarına baktığımızda görüyoruz. 2021’de sadece 22 bin tutuklama olmuş; yani Sayın Soylu’nun verdiği rakamın yüzde 5’ine tekabül ediyor rakam. Hâlbuki uluslararası standartlara göre başarılı bir mücadele, yakalananların en az yüzde 35’inin tutuklu olması ile mümkün oluyor.

Demek ki bataklığı kurutmak yerine sinek avlamakla meşguller. 250 bin satıcı, imalatçı varsa kaç milyon insanımızın, gencimizin uyuşturucu batağına düşmesine göz yumduklarını sizin takdirinize bırakıyoruz.

“Organize Suç Endeksinde en kötü 12 içindeyiz”

Geneva menşeli dünyanın en kapsamlı organize suç endeksinde Türkiye, 193 ülke içinde en kötü 12 ülke içinde yer alıyor. Maalesef Türkiye’yi getirdikleri yer; Kongo, Filipinler, Suriye, Lübnan.

Narkotiğin verilerine göre; 2009’da 103 kg metamfetamin yakalanmış, 2021’de ise tam 5528 kg. Uyuşturucu kullanma yaşı 11-12’ye inmiş. 15-24 yaş arası uyuşturucuya ilk başlama oranı yüzde 70 artmış.

Nitekim sahaya çıktığımızda konuştuğumuz muhtarlardan edindiğimiz bilgiye göre özellikle yoksul aileleri içerisinde uyuşturucu probleminin daha fazla olduğu görülüyor. Kendini satan gencecik kızlar mı dersiniz, çocuk denecek yaşta lise çağında suç çetelerine katınlar erkeler mi dersiniz… Çocuklarını eve zincirle bağlamak zorunda kalan, çaresizlikten ne yapacağını bilemeyen anne ve babalar mı dersiniz?

Bu bir dram; bu bir facia! Sonra da çıkmışlar, utanmadan, “Türkiye Yüzyılı” diyorlar; “aileyi koruyacağız” diyorlar. Bu yüzyılı gençleri uyuşturucu bağımlısı yaparak mı kuracaksınız? Aileyi ekonomik kriz yetmezmiş gibi bir de uyuşturucu ile baş etmek zorunda bırakarak mı koruyacaksınız?

“Tarım Kredi Kooperatifi onayıyla büyük vurgun!”

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin hemen karşısında, Ankara’nın en değerli noktasında Tarım Kredi Kooperatiflerinin arazisi üzerine YDA tarafından yaptırılan ve bugün değeri 10 milyar lirayı bulan 6 kuleden oluşan lüks plazaların altından pazarlanan kirli oyun deşifre oldu.

Şimdi gelin kısaca çiftçinin arazisi üzerinden planlanan ve hayata geçirilen vurguna bakalım:

2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi projesi ortaya çıkmadan hemen önce Tarım Kredi’nin Söğütözü’ndeki 49 bin 134 metrekare arazisi çok uygun bir fiyata ve taksitle YDA’ya (yandaş inşaat şirketi) satılırken, daha sonra imar planında yapılan değişikliklerle arazinin emsal değeri de 1.5’dan 3.6’ya çıkarılarak YDA’ya büyük bir kıyak geçilmişti. YDA’nın yapılan sözleşmeye rağmen artırılan emsal değerinden Tarım Kredi’ye hiçbir pay vermemişti.

Bütün bunlar ortadayken Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın daha mahkeme sonuçlanmadan, 2018 yılında açılan davada kurumun elini zayıflatacak şekilde YDA ile anlaşarak, hiçbir gelir paylaşımına dayanmayan muvafakatname vermesi YDA’nın da elini rahatlattı.

Verilen muvafakatnamenin hemen ardından mahkeme Tarım Kredi’nin aleyhine sonuçlandı.

Demokrat Parti olarak soruyoruz? Yandaşlara rant sağlama alışkanlığı şimdilerde çiftçilerin hakkı olan araziler üzerinden mi yapılır oldu?

Kuruluş amacı; “1 milyonun üzerindeki çiftçi ortaklarının tarımsal faaliyetlerinde kullanmak üzere her türlü ihtiyaçlarını sağlayarak üretimlerine katkıda bulunmayı, kooperatifçilik ilkeleri çerçevesinde dayanışmayı ve Türk Tarımı ile ekonomisine hizmet etmek” olan Tarım Kredi Kooperatifi bu yapılanı nasıl açıklayacak?

Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü döneminde hakkında bir sürü iddia olan ve usulsüz verilen krediler ile gündemde olan Hüseyin Aydın’ı kim veya kimler korumaktadır?

Demokrat Parti olarak her zaman üreticilerin haklarını her platformda savunacağımızı bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

“Küçükbaş hayvan üreticileri iflasın eşiğinde!”

Daha önce küçükbaş hayvan üreticilerinin sıkıntılarını defalarca dile getirmiştik. Gönül isterdi ki sorunlar azalsın, biz de hiç konuşmayalım ama her geçen gün sorunların katlanarak arttığına şahit oluyoruz.

Üreticiler çok değil birkaç sene öncesinde bile 1 koyununu satıp 1 ton arpa alabilirken şimdilerde 1 ton arpa alabilmek için 5 koyununu satması gerekiyor. Üreticilerimiz sürüyü elinden çıkararak sektörden el çekmenin arayışında.

“Böyle giderse ucuz et derken ete ulaşmak bile hayal olacak”

Fiyat politikalarındaki hatalar, “ucuz et” denilerek tedbir alınmaması da üreticiyi olumsuz etkiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki sahadan kopuk, masa başı raporlarla iş tutan bürokratlar ve vurguncu lobilerin gölgesinde yanlış hayvancılık politikaları izleniyor.

Zamanında ihracata izin verilmiş olsaydı üreticimiz bu sorunları yaşamayacaktı. Sahadan kopuk bir şekilde ette indirim denilmese halkımız şu an istikrarlı bir et politikasıyla daha uygun fiyata et alabilecekti.

Eğer halkımızın ucuz et tüketebilmesi isteniyorsa önce besicilerimize, küçükbaş üreticilerimize sahip çıkılmalıdır.

Halkımıza ucuz et sağlamak üreticiye yüklenerek olmaz. Üretici desteklenmeden, üretici para kazanmadıktan sonra izlenecek her yol kaybetmeye mahkûmdur. Çünkü bu durum böyle devam ederse küçükbaş hayvan üreticisi hayvanlarını sezon bitiminde içeri almak yerine ya kesime gönderecek ya da tamamen satıp sektörden el çekecek. Sonuçta talebi karşılamayacağı için ucuz et derken ete ulaşmak bile hayal olacak.

“Devlette ödeme krizi mi var?”

“Bütçenin yılın ortasında yetersiz kalarak ek bütçe hazırlanması, Rusya’dan alınan doğal gaz ödemelerinin 2024 yılına ertelenmek istenmesi ve bakanlık ödeneklerinin çıkarılamaması ya da çok geç çıkarılabilmesi” gibi örnekler gün geçtikçe çoğalıyor. Her ne kadar kamuoyu konuşmasa da biz konuya dikkat çekmek istiyoruz.

Ödeme krizine en son örnek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan geldi. Sayıştay raporlarına göre Bakanlığın hak edilmiş proje ödeneklerini geciktirerek ödediği raporlarda belirtildi.

Sayıştay raporlarına göre; Transfer Ödeneklerini gönderme süreçlerindeki aksamalardan dolayı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın Bölge Kalkınma İdaresi'ne ödenek aktarımının gecikmesi ve bu nedenle de, Kalkınma İdaresi'nin proje yürütücülerine hak ediş bazında, iş yapıldıkça gerçekleşmesi gereken ödenek aktarımlarının gerçekleşmediği açıkça yazılmış.

Hatta istisnai durumlarda kullanılması gereken yöntemler devreye sokularak defaten yapmak zorunda kalınması ve bazı proje hesaplarındaki paraların Kamu Haznedarlığı Yönetmeliği hükümlerine göre işletilerek nemalandırılmaması proje yürütümlerinde aksamalara neden olmuş.

Sonuç olarak Bakanlık bünyesindeki alt projelerin ödeneklerinin gönderilmesinde ve ödenek çıkarılmasında -ki burada milyonlarca liradan bahsediyoruz- gecikmeler yaşandığı ortaya konuyor.

Sadece tek bir kurumda yaşanan ödenek sıkıntısından yola çıkarak "devlette ödeme krizi var" demek elbette haksızlık olur, fakat son dönemde yaşananların ışığında büyük resme bakınca “neler oluyor?” diye sorma ihtiyacı hissediyoruz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER