© Saylan Medya 2022

Boğaziçili bilim insanın yer aldığı ekipten sarı nokta hastalığının erken tanısı için yeni yöntem

Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Ayhan’ın da arasında yer aldığı uluslararası araştırma ekibi, sarı nokta hastalığıyla ortaya çıkan görme bozukluklarını tespit etmek için yeni bir yöntem geliştirdi. Görme bozukluklarını erken aşamada kolayca haritalandırabilen yöntemden faydalanılarak hastaların hayat kalitesini artıracak özel cihazların geliştirilmesi hedefleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Ayhan’ın da arasında yer aldığı uluslararası araştırma ekibi, sarı nokta hastalığıyla ortaya çıkan görme bozukluklarını tespit etmek için yeni bir yöntem geliştirdi. Görme bozukluklarını erken aşamada kolayca haritalandırabilen yöntemden faydalanılarak hastaların hayat kalitesini artıracak özel cihazların geliştirilmesi hedefleniyor.

İngiltere Londra Üniversitesi Psikoloji Bölümü Üyesi Prof. Dr. Johannes Zanker, İngiltere Torbay Hastanesi Optalmoloji Bölümü Tıp Doktoru Edward Doyle ile Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Ayhan ortak çalışmasıyla, sarı nokta hastalarının görme bozukluklarını erken aşamada hızlı ve etkin bir şekilde haritalandırabilen yeni bir metot ortaya kondu. Bu yöntemle hastalar bilgisayar üzerinde kendilerinden istenen şekil düzeltmelerini yaparken göz hareketleri de bir göz takip cihazı yardımıyla takip ediliyor. Bu süreçte elde edilen değerlere göre hastanın ne oranda görme bozukluğuna sahip olduğunu gösteren bir endekse ulaşılıyor.

”BİR AŞAMADA HASTALAR NESNELERİ DALGALI GÖRÜYOR”

Doç. Dr. İnci Ayhan sarı nokta hastalığının erken aşamasında hastaların nesneleri dalgalı olarak görmeye başladığını ifade ediyor. Bunun hayat kalitesini, özellikle okuma yaparken çok etkilediği bilgisini paylaşan bilim insanı şunları söylüyor:

”Sarı nokta hastalığı, retina tabakasının ‘makula’ olarak adlandırılan bölgesinde ışık enerjisini elektro-kimyasal sinyale çeviren fotoreseptörleri etkileyen bir göz hastalığı. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ‘makula’ bölgesinde biriken artık maddelerin çoğalması ve yeni kan damarlarının oluşumuyla beraber görme kayıpları oluşuyor, görsel alanın etkilenen bölgesinde görme gerçekleşemiyor. Bundan önce erken evrede ortaya çıkan bir semptom daha var. Buna literatürde ‘metamorfopsi’ deniyor. Hastalar düz nesneleri ya da çizgileri dalgalı olarak görüyor. Şekil algısında oluşan bu bozukluk, hastaların yazıları okumalarını güçleştirerek hayat kalitelerini olumsuz etkiliyor. Biz de çalışmamızda bu şekil bozukluklarının algısal haritasını çıkarabilen bir yöntem geliştirdik ve bunun büyüklüğünü ölçmemizi sağlayacak bir endeks de oluşturduk. Hastalık erken aşamada tespit edilebilirse tedaviyle görme işlevi korunabiliyor. Yöntemiz hastalığın ilk dönem semptomlarından biri olan şekil bozukluğunun teşhisi için güvenilir sonuçlar verme potansiyeli taşırken, klinik pratiğe kayda değer bir fayda da sunuyor.”

”GÖRME İŞLEVİNİN KORUNABİLMESİ İÇİN ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ”

Bilim insanı bu haritalandırmayı yaparken, hastalığın tespitinde kliniklerde yaygın olarak kullanılan ‘Amsler Izgarası’ yönteminden faydalandıklarını söylüyor.

‘MATLAB’’ programlama dilini kullanarak geliştirdikleri ”Yinelemeli Amsler Izgarası” yönteminin nicel sonuçlar vermesi açısından, klasik tespit metotlarının ötesine geçtiği bilgisini paylaşan Doç. Dr. Ayhan, ”Gözlemcilerin ekran üzerinde ‘Amsler örüntüsü’ denen çizgisel dizileri fare ve klavye yardımıyla düzeltebilecekleri grafiksel ara yüz oluşturduk. Klasik Amsler Izgarası prosedüründe ızgaraya bakan hastadan bu örüntüde herhangi bir bozukluk görüp görmediğini söylemesi istenir. Bu kliniklerde yaygın olsa da ‘metamorfopsik’ algının şiddeti hakkında nicel ölçü sunmaz. Bizim geliştirdiğimiz ‘Yinelemeli Amsler Izgarası’ yöntemindeyse alanın farklı bölgelerindeki şekil algısı deformasyonları lokal test edilebilir. Buna ek olarak metodumuzla hata ölçüm değerleri de hesaplanabiliyor. Bu endeks hastalar arasındaki farklılıkları ve şekil algısının aynı gözlemci için zaman içinde nasıl değiştiğini karşılaştırabilmeyi mümkün kılıyor” ifadelerini kullanıyor.

”BU YÖNTEMDEN FAYDALANARAK YENİ CİHAZLAR TASARLANABİLİR”

Doç. Dr. Ayhan özellikle gelişmiş ülkelerde 70 yaş üstünde sarı nokta hastalığının ciddi görme kayıplarının ilk nedenleri arasında yer aldığını da sözlerine ekliyor.

Geliştirdikleri yöntemin ileri Ar-Ge çalışmalarıyla hastaların hayat kalitesini artıracak yeni cihazların geliştirilmesinde kullanılabileceğini vurgulayarak, ulusal ve uluslararası destek arayışlarının sürdüğünü söylüyor:

”Bu metodumuz klasik yöntemin ötesinde bize önemli veriler sunuyor. Sarı nokta hastalığının şu an için tam bir tedavisi olmasa da bunu hastaların hayat kalitesini yükseltmek için kullanabiliriz. Çünkü özellikle okuma gibi yakın görme becerileri gerektiren noktalarda hastalar çok zorlanabiliyor. Şimdi geliştirdiğimiz bu yöntemden faydalanılarak, ulusal ve uluslararası desteklerle hastaların hayat standartlarını yükseltecek yeni cihazlar tasarlanabilir.”

Doç. Dr. İnci Ayhan kimdir?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Psikoloji ile Biyoloji bölümlerinde çift ana dal yaparak lisans eğitimini tamamlayan Doç. Dr. Ayhan, İngiltere’nin önde gelen yükseköğretim kurumlarından biri olan University College London’da doktora çalışmalarını yaptı. Boğaziçi Üniversitesi Vision Lab’ta çalışmalarını sürdüren bilim insanı görsel algı, zaman algısı ve görsel uyum gibi alanlarda araştırmalarına devam ediyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER